Haber

Aylin Yaman: “Yaşlı Kadınlar Daha Yalnız, Daha Yoksun, Daha Yoksul, Daha Az Eğitimli ve Yatılı Kurumlardan Daha Az Yararlanabiliyor”

CHP Ankara Milletvekili Aylin Yaman, “Hak kayıpları, sosyal hayattan kopukluk ve derin yoksulluk yaşlı nüfusun kaderi. Ama yaşlanan kadın nüfusu çok daha öncelikli bir konu. Kısacası yaşlı kadınlar daha yalnız, daha yoksun” dedi. Yatılı kurumlara göre daha yoksul, daha az eğitimli ve daha seyrek. Bu nedenle yaşlanan nüfusa yönelik politikalarımızı öncelikle yaşlanan kadınlara göre ama tam anlamıyla yaşlanan nüfusa göre tasarlamamız gerekiyor” dedi.

CHP Ankara Milletvekili Aylin Yaman, bugün TBMM’de düzenlediği basın toplantısında kadınların özellikle yaşlanma sürecindeki dezavantajlı durumuna dikkat çekti. Yaman dedi ki:

“Birleşmiş Milletler ile karşılaştırıldığında artık eski bir ülke statüsündeyiz. Çok eski bir ülke statüsüne girmemize çok az bir süre kaldı. Nüfusun yüzde 10 ve fazlası 65 yaşın üzerinde ise bu durum eski ülke statüsünde kabul ediliyor.” çok yaşlı bir ülke ve bu noktaya gelmemiz için epey bir zaman var 65 yaş Yaşlıların dağılımına bakacak olursak bu yaşlı nüfusun yaklaşık yüzde 65’i 65 ve 74 yaşlarının ortasında. bu yaş aralıklarını ve bu döneme özel sağlık sorunlarını bilerek farklı politikalar üretmek zorundayız.

“YALNIZCA BU ÜLKEDE YAKLAŞIK 1,5 MİLYON VATANDAŞ GELİŞMİŞ HALDE YAŞIYOR”

Her dört haneden biri 65 yaş üstü yaşarken, bu mahalledeki vatandaşlara baktığımızda dörtte biri yalnız yaşıyor. Yani yaklaşık 1,5 milyon yaşlı vatandaşımız bu ülkede yalnız yaşıyor. Burada daha çarpıcı bir oran var, bu vatandaşların yüzde 75’i daha uzun yaşam beklentisi olan kadınlar. Kısacası burada ilerlememiz gereken konu bu, yalnız yaşayan ileri yaştaki kadınlara göz kulak olmak. Çünkü bu kadınlar sosyal haklardan çok daha fazla mahrum.

“ŞU ANDA 65 YAŞIN ÜZERİNDEYİZ, YÜZDE 15 YAKLAŞIK OKUMA YAZAMAMALI”

Eğitim durumuna bakacak olursak, henüz 65 yaşın üzerindeyken yaklaşık yüzde 15’i okuma yazma bilmiyor ve bu yüzde 15’in içinde kadınlar erkeklerden beş kat daha fazla okuma yazma bilmiyor. Kadınları yeniden sosyal hayattan uzaklaştıran sebeplerden biri de budur. İş gücüne katılıma baktığımızda ise 65 yaş üstü olanların sadece yüzde 11,3’ünün katılabildiğini görüyoruz. Bunun kadın-erkek oranına baktığımızda erkeklerin sadece yüzde 5’i, kadınların ise yüzde 18’i işgücüne katılıyor. Ayrıca, bu işgücüne katılım büyük ölçüde kayıt dışı ve garantisizdir. ve yüklü tarım personeli.

“YAŞLI NÜFUS DİĞER NÜFUSA GÖRE ÇOK FAKİR”

Yoksulluk Orana baktığımızda yaşlı nüfus diğer nüfusa göre çok daha yoksul, özellikle kadın yaşlılarımız güvencesiz yaşamları nedeniyle erkeklere göre çok daha yoksul durumda. Bütün bu bilgiler, kadınların genç yaşta istihdama katılmasının ve bu yaşta kayıt altına alınmasının değerini vurgulamaktadır. Ne yazık ki kadınlar çalışma hayatına girseler bile çocuklara ve yaşlılara bakmayı bir misyon edindikleri için bu işten hızla ayrılıp garantisiz bir hayata geçebiliyorlar. Meğer bu davranış modeli onları 65 yaşından sonra güvensizlik ve hak mahrumiyeti dönemine itiyor. Bu nedenle sağlık sisteminin bu yaş grubu için fiilen inşa edilmesi diğer yaş gruplarına göre çok daha değerli. Ne yazık ki bu hükümet; 2. ve 3. kademeyi tartarak ticari korkularla yönettiği sağlık sistemi, 1. kademe hastabakıcı hekimlikten uzaklaşmış, dolayısıyla bu yaş grubunu kronik bir hastalığa yakalanmadan 65 yaşına getirme şansı ortadan kalkmıştır. .

“80 YAŞ ÜZERİNDEKİ BİREYLERİN HASTANE ORTAMINDA HİZMETİ SAĞLIK KİŞİSEL BÜYÜKLÜĞÜ VE HASTA BÜYÜKLÜĞÜ İLE TECRÜBEYE ZEMİN HAZIRLAYACAKTIR”

Sağlık Bakanlığı tarafından sağlıklı yaşlandırma merkezleri adı altında yayınlanan genelgede 80 yaş üstü vatandaşlarımız için 2. ve 3. basamaklara kadar daha yetkin ve daha konforlu hizmet verebilmek için tasarlanmış bir sisteme geçildi. Aslında 1. adımda tasarlanan, 65 yaş üstü bireylere bütüncül yaklaşımı ön planda tutan ve değerli bir yaklaşım olan süreci güçlendirmek daha anlamlı iken, 80 yaş üstü bireylere hizmet vermek daha anlamlıdır. Hastane ortamına başvuran hasta hem sağlık çalışanı hem de hasta boyutu açısından karamsarlığa yer hazırlayacaktır. Tasarlanan sistemde her ekip için 80 yaş üstü 300 vatandaşın takip edilmesi planlanıyor. Ancak ülkede 80 yaş üstü 1.5 milyon civarında insan var ve bu da 5 bin ekip kurmak anlamına geliyor. Her gruba bir geriatrist, dahiliyeci ya da aile hekimi atanması gerektiği düşünülürse gerçekçi olmaz. Ülkede toplamda sadece 260 Geriatri Uzmanı bulunmaktadır. Dahiliyeci sayısı kenara kaydığı için çok azdır ve aile hekimi sayısı Aile Sağlığı Merkezleri için bile yeterli değildir. Dolayısıyla bu kurgu, gerçekçi bir şekilde yürütülme şansına sahip değildir.

“80 YAŞIN ÜZERİNDE 1,5 MİLYON KİŞİ OLDUĞUNU BİLİYORUZ”

Bakım sistemine bakacak olursak şu anda kamuya ait, bakanlığa bağlı 18 bin yatak kapasiteli 169 huzurevi var ve bunlar büyük şehirlerde bulunuyor. Özel bölümde ise son dönemde sayıları hızla artan 266 huzurevi bulunmakta ve yine devlete yakın yaklaşık 18 bin yatak kapasitesine sahiptir. Diğer küme dediğimiz belediyelere bağlı huzurevlerinde de yaklaşık 3.000 yatak kapasiteli huzurevleri bulunmaktadır. Buna baktığımızda ülke genelinde toplam 40 bin yatak kapasitesi var. 65 yaş üstü 8,5 milyon vatandaşımız olduğunu biliyoruz, 80 yaş üstü temel bakıma muhtaç ve yalnız yaşayan 1,5 milyon insan olduğunu biliyoruz ve bu 40 bin yatak kapasitesinin son derece yetersiz olduğunu söyleyebiliriz. Son zamanlarda dünyada ‘yerinde yaşlanma’ yani yaşlıların olabildiğince evlerinde tutulması ilkesi düşünüldüğünde, eğitimli ve eğitimli bakım personeli eksikliği ve mevcut olanların randevularının olmayışı oldukça büyük bir sorundur. önemli sorun Bütün bunlar bize önümüzdeki dönemde bakım yükünün, maliyetlerin ve sağlık ekonomisinin artacağını söylüyor ve bu bilinçle bunu yapmamız gerektiğini söylüyor.

“HAK KAYIPLARI, SOSYAL HAYATTAN KESİNLİK VE DERİN YOKSULLUK, YAŞLI NÜFUSUN AKIBI”

Hak kayıpları, sosyal hayattan kopukluk ve derin yoksulluk yaşlı nüfusun kaderidir. Ancak yaşlanan kadın nüfusu için çok daha öncelikli bir konu. Kısacası, yaşlı kadınlar daha yalnız, daha yoksun, daha yoksul, daha az eğitimli ve yatılı kurumlardan daha az yararlanabiliyor. Bu nedenle, yaşlanan nüfusa yönelik politikalarımızı, öncelikle yaşlanan kadınları temel alarak, ancak bir bütün olarak yaşlanan nüfusu temel alarak oluşturmamız gerekiyor.”

Kaynak: ANKA / Günümüz

habercamoluk.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu